Covid-19 Pandemisinin Tedarik Zincirlerinde Yarattığı Negatif Etkiler Ve Uygulanabilecek Tedarik Zinciri Finansmanı Yöntemleri

Covid-19 Pandemisinin Tedarik Zincirlerinde Yarattığı Negatif Etkiler Ve Uygulanabilecek Tedarik Zinciri Finansmanı Yöntemleri

Koronavirüs salgınının en çok etkilediği alanlardan bir tanesi de tedarik zinciri. Bu durumun sonucu olarak tedarik zincirinin üyeleri olan üretici ve tedarikçiler ciddi finansman sorunları yaşamakta. Bu yazıda, Türkiye’de özellikle uygulanabilecek, ekonomideki tıkanıklığın giderilmesinde faydalı olabilecek tedarikçi finansman yöntemleri yer almakta. Bazıları kısmen uygulansa da geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması lazım. Finans sektörünün de çeşitlenmesi ve spekülatif değil gerçek ihtiyaçlara yönelik finansal enstrüman ve tekniklerin geliştirilmesi açısından faydalı olacaktır. Finansal mühendisliğin bu konulara hizmet etmesi gerekir.

Arz ve Talep Şoku- Tedarik Finansmanı

Global boyutta yaşanan pandeminin yarattığı şok etkisiyle birlikte birçok ülkede ekonomik ve finansal likidite krizi baş gösterdi. Söz konusu şok, arz ve talep şoku olmak üzere iki yönlü gerçekleşmekte. Arz yönlü şoklara; birçok üretim yerinde çalışmanın durması, medikal-sağlık ekipmanı ihtiyaçlarını karşılamak üzere üretimin farklı alana kaydırılması, sokağa çıkma yasağı ve seyahat engelleriyle birlikte ulaştırma sektöründe yaşanan aksaklık ve beraberinde mal tedarikinin gerektiği ölçüde sağlanamaması örnek olarak verilebilir. Bunun yanında talep yönlü şoklar; bir tarafta birçok ürüne yönelik talepte ciddi düşüş, diğer taraftan da mevcut süreçte elzem olan ürünlere (medikal ekipman, maske, gıda) yönelik talepte artış olarak kendini gösterdi. Kesintiye uğrayan mal tedariki, dondurulan veya iptal edilen sipariş talimatları ve belirtilen şoklarla birlikte birçok şirket için ciddi bir likidite sıkıntısı baş gösterdi ve bunların sonucu olarak borç ödeyememe ve iflas durumu söz konusu olmaya başladı. Nitekim, birçok ülkede müşteriler, tedarikçilerine olan ödeme sürelerini uzatarak bu sıkıntılı durumda ayakta kalmaya çalışıyor. Fakat, ödeme sürelerinin uzatılmasının tedarikçi firmaları (bilhassa küçük ve orta ölçekli) çok büyük mali sorunlarla baş başa bırakacağı açık. Zira, söz konusu tedarikçi firmaların uzayan dönemde ihtiyaç duyduğu net işletme sermayesini finanse etmesi zor ve maliyetli. Bu sebeple duruma firma bazında değil, tedarik zinciri ve tüm aktörleri dikkate alarak yaklaşmakta fayda var. Tedarikçi ve müşteri firmaların mevcut durumdaki finansal problemleriyle başa çıkabilmeleri, nakit akışlarını daha iyi yönetebilmeleri adına çeşitli tedarik zinciri finansmanı yöntemleri etkili olacaktır.

Tedarikçilerin Sınıflandırılması

Söz konusu finansman yöntemini belirlemeden önce firmaların, tedarikçilerini sınıflandırmaları ve klasmanlara ayırmaları büyük önem arz etmekte. Bu sınıflandırmada ABC Analizi ve Kraljic Matrix yöntemleri son derece etkili. Bu yöntemlerde, alıcı firma tarafından her bir tedarikçi firmaya yönelik harcamanın bütçedeki oranı, iş hacmi, ürünlerin spesifikasyonları, sağlanılan malzemelerin nihai üründe teşkil ettiği stratejik önem, tedarik pazarının durumu vs. kıstaslar göz önünde bulundurularak, tedarikci firmaların kuadrantta yerleri belirleniyor. Birazdan bahsedeceğim finansman yöntemlerini bu kuadrant ve tedarikçi firmaların stratejik önemlerini baz alarak hayata geçirmekte fayda var.

Bir diğer önemli nokta da gerekli risk analizlerinin yapılması, uygulama maliyetlerinin azaltılması ve süreçlerin hızlandırılmasına yönelik dijital teknolojileri uygulamaya koyma gerekliliği. Bu programlar üzerinden tedarikçiler, müşteri firmalar ve finansal kurumları buluşturan ortak platformlar, etkililik ve verimliliği artıracaktır.

Tedarik Finansmanı Yöntemleri

1. Tedarikçi Finansmanı (Supplier Finance - Reverse Factoring)

Tedarik Zinciri Finansmanı (Supply Chain Finance) veya Ters Faktoring (Reverse Factoring) olarak da bilinen yöntemde üç taraf bulunmaktadır. Alıcı firma yani müşteri, tedarikçi firma ve banka veya finans kuruluşu. Müşteri firmaların girişimiyle başlatılan bu süreç özetle alıcı firmanın tedarik finansmanı için bankayla anlaşması, bankanın ilgili firmanın kredi notu (kredibilitesi) üzerinden yaptığı değerlendirmeyle tedarikçi firmaya kısa vadede belirli bir oran üzerinden finansman sağlaması ve sonrasında anlaşma sağlanılan ödeme şartlarında ilgili miktarın (tedarikçi firmanın alacağının) alıcı firma tarafından tedarikçi firmaya değil bankaya geri ödenmesi seklinde gerçekleşiyor. Bu sayede, tedarikçi firmalar, alıcı büyük firmanın kredi notundan faydalanarak daha düşük maliyetle kısa dönemde finansman sağlarken, alıcı firmalar tedarik zincirinde herhangi bir likidite sorununa yol açmadan ödeme dönemlerini uzatmış oluyorlar. Bankalar içinse bu yöntem, daha düşük risk ve maliyetle finansman sağlamak demek. Genel uygulama, yıllık ticaret hacmi belirli bir miktarın üzerinde ve minimum fatura tutarlarına sahip tedarikçilere yönelik bu finansman yöntemini uygulamak. Örneğin KOÇTAŞ’ın, ABC firmasından mermer temin ettiğini varsayalım. Mevcut ödeme şartlarında durumda zor duruma düşen veya düşecek olan ABC firması, KOÇTAŞ’ın gücünü kullanarak X Bank’tan düşük faizli ve vadeli finansman bulabilmektedir. Ödemeler ise vadeler geldiğinde ABC firmasının alacağına karşılık KOÇTAŞ tarafından X Bank’a ödenmektedir.
Bu çerçevede bahsedilen analizlerle stratejik öneme sahip tedarikçiler belirlenmeli ve bu firmalarla ters faktoring – tedarikçi (reverse factoring) finansman yöntemi harekete geçirilmelidir. Türkiye’de halihazırda uygulanan bu sistemin acilen yaygınlaştırılması gerekmektedir.

2. Dinamik İskonto Yöntemi (Dynamic Discounting)

Likidite problemi yasayan firmalar için uygulanabilecek bir başka yöntem. Bu yöntemde, herhangi bir finansal kurumun varlığı söz konusu değil. İki taraf bulunmaktadır: Tedarikçi firma ve alıcı firma (Genelde kurumsal likidite sorunu olmayan firmalar). Dijital platform üzerinden uygulanabilecek bu finansman yönteminde alıcı firmadan vadeli alacağı olan tedarikçi firma, tedarikçi ve alıcı firma tarafından onaylanan fatura tutarı üzerinden belirli bir indirim sağlayarak, nakit sıkıntısı olmayan alıcı firmayla vadesinden önce ödeme için anlaşıyor ve söz konusu indirim karşılığında ödeme, mevcut şartlardan daha kısa dönemde yapılıyor. Tedarikçi firma, kısa dönemli finansman ihtiyacını herhangi bir finansal maliyet yüklenmeden karşılarken, alıcı firma fiyat indiriminden faydalanıyor. Küçük iş hacmine sahip, stratejik firmalara yönelik yöntemlerden faydalanamayan küçük çaplı firmalar için kesinlikle uygulanabilecek bir yöntem. Bu yöntemle ticaretin devamlılığı için gerekli kaynak, güven ve işbirliği sağlanmakta, banka gibi aracı kuruluşlar olmadan fon akışı sağlanmaktadır.

3. Stok Finansmanı (Inventory Financing)

Türkiye’de de gündeme gelen ancak hiçbir adım atılmayan bu yöntem koronavirüs sürecinde etkili kullanılması gereken, üretimin devamlılığı için çok önemli bir finansman enstrümanıdır. Covid-19 pandemisi dolayısıyla eriyen talep veya iptal edilen siparişler dolayısıyla depolarda ve konteynerlarda bekleyen, biriken ürünlerin olduğu malum. Bu satılamayan ürünleri teminat göstererek gerekli finansman sağlanabilir. Bu yöntem çeşitli şekillerde uygulanabiliyor. Klasik uygulaması, ilgili ürünleri teminat olarak gösterip, ürün tutarının belli bir yüzdesini borç alarak ürünü sattıktan sonra borcu geri ödemek şeklinde olurken, diğer uygulamalarda lojistik servis sağlayıcısı firmayla anlaşarak, ürün satılana kadar belirli riskleri ortadan kaldırmak adına kontrolün lojistik firmasına devredilmesi veyahut lojistik servis sağlayıcı firmanın ürünü tedarikçiden satın alarak sonrasında müşteriye satması gibi yöntemler görülüyor. Örneğin çelik imalatçısı fabrikasını bu süreçte kapatmıyor ve faaliyet devam ederek çelik üretiyor. Ürettiği çelikleri şartlar nedeniyle satamasa da salgın sonrası süreçte satacaktır. Ara dönemde yaşanan likidite sıkıntısını ürettiği çelik stoklarını teminat göstererek finansman sağlama yöntemi ile çözebilecektir.

4. Satın Alma Siparişi Finansman Yönetimi (Purchase Order Finance)

Mevcut süreçte, azalan talep ve likidite problemleri dolayısıyla dondurulan sipariş talimatları finansman yöntemi olarak kullanılabilir. Bu yöntemde genellikle 3 veya 4 taraf bulunmaktadır. 3 taraf bulunduğunda alıcı firma finansal kurumla anlaşarak, sipariş mektubunun teminat gösterilmesi suretiyle tedarikçi firmaya ilgili sipariş tutarının belli bir oranı kadar finansman sağlayabiliyor.
4 taraflı bir durumda ise taraflar; Müşteri (siparişi veren aracıdan ürünleri satın alan), siparişi veren aracı alıcı firma, finansal kurum ve tedarikçi veya üretici. Müşteri sipariş talimatı gönderdiğinde Aracı Alıcı Firma siparişin üretilmesi için Tedarikçi Firmaya bildirim yapması durumunda Tedarikçi ödeme istemektedir. Bu durumda finansman problemi yaşayan ancak siparişleri bulunan Aracı Alıcı Firma, teyit edilmiş sipariş talimatlarını göstererek finansal kurumdan Tedarikçiye ödeme yapmasını veya akreditif açmasını talep eder. Ürünler üretilerek Aracı Alıcı Firma üzerinden Müşteriye ulaştığında Aracı Alıcı Firma fatura keser. Fatura karşılığı ödeme Müşteri tarafından hemen yapılırsa, finansal kuruma ödeme yapılarak hesap kapatılır. Ödeme vadeli ise Aracı Alıcı Firma faktoring işlemi ile faturayı finansmana çevirebilir. Özellikle KOBİler için uygun bir yöntem olarak kullanılmaktadır.

 

Bu yöntemlerin bir kısmına ilişkin Finansal Kurumlar birliği tarafından bir çalışma yapıldı ve online Ticaret Zinciri Finansmanı Sistemi Platformu kuruldu. Bankalar da bu sisteme entegre olmaya başladı. Alternatif kanallar için bu sistemlerin güçlendirilmesi ve gerçek ticari ve finansman ihtiyaçlarını karşılamak için (sanal ve aşırı spekülatif amaçlar için değil) enstrüman çeşitliğinin artırılması gerekmektedir.

 

Yazar: Mert Kangal

 

Koronavirüs, Covid-19, Kovid-19, Tedarik Zinciri, Tedarik Finansmanı, Korona, Coronavirus

 

Paylaş: